Ne zaman masumiyetini yitirecek içimdeki çocuk?Ne zaman insan denilen o canlının kirlenmiş bir mahlukat olduğunu anlayacak?Kaçıncı yenilgiden,kaçıncı hayal kırıklığından sonra?Daha kaç kez yanılacağım?Daha kaç kez bu kadar yanıldığım için kendime kızacağım?Kaçıncı kere koyup kenara gelmişimi geçmişimi,her şeyi geride bırakıp yeniden birisine inanacağım,yeniden umut bağlayacağım?
Neden her şey bu kadar sahte?Neden gerçek olduğunu sandığımız her şey yalan?Geçen her saniye yeni bir gerçeği öğretmekle birlikte masum olan bir şeyi kirletiyor sanki.Gerçeğin soğukluğunda üşümeye başlıyorum yavaş yavaş.Beyazlar siyaha dönüyor,temiz olan her ne varsa kirleniyor,ürperiyorum.Can kırıkları batıyor yüreğime,ruhum sancıyor.Bir gerçek arıyorum yaşama yeniden tutunmak için.Belki dostluk,belki aşk,belki kardeşlik,belki ana,belki baba...Bulamıyorum...
Yalanlar söylüyorum kendime inanması kolay olanlarından.İstediğini yaptırmak için bir çocuğa şeker verip kandırmak kadar kolay ruhumu avutmak.Yalanlara inanmadan olmuyor işte yaşamak.Benimkisi kaybedeceğini bile bile ölümüne savaşmak.Söyle olur mu kirlenmediğim için ağlamak?Olur mu masumiyeti için yüreğimi suçlamak?
Olmaz tabi. Sen neysen öyle kal. Hiçbir şey senin içindeki seni bitirmemeli tamam hayat gerçekten bizi dışlamaya hazır bekliyor; ama sen seni dışlama sen sen kal ki karşına senin gibi biri çıktığında beklediğin onca zaman boşa gitmemiş olsun...
YanıtlaSil