1 Ağustos 2012 Çarşamba

Masallar...


          Çocukken masallarla uyutulmadım belki, annem geceleri saçlarımı okşayarak uyutup, sabahları yanağıma küçük bir buse kondurarak uyandırmadı beni. Sevgisini öperek, koklayarak göstermeyen ama çok fedakar, çok merhametli, pamuk kalpli bir anne babaya sahiptim ben. Paraya asla tamah etmezdi babam. Dürüsttü, erdemliydi, prensipli adamdı. Baba gibi babaydı işte. Annem yüreği çok geniş bir kadındı. Sabrına, merhametine, çalışkanlığına hayrandım.

     Hemen her gün ufak tefek de olsa bir fikir çatışması yaşardı annem babamla. Babam mülayim adamdı, sabretmesini bilir, alttan alır, son raddeye kadar susardı. Annem içini döktükçe rahatlayacak sanırdım, ama öfkesi babamın suskunluğu karşısında daha da artardı. Çoğu büyük tartışmalarında babam annemi sakinleştirerek kendisini ifade etmeye çalışır, annem onu dinlemiyorsa bir süre bekler, olmazsa evden birkaç saat uzaklaşırdı. Bazen birkaç gün süren suskunlukları olurdu. Bu suskunluk onları üzmekle kalmaz, bizimde sinirlerimizi tahrip ederdi.

    Hangi konuda anlaşmazlık yaşarsalar yaşasınlar, ikisini birbirine bağlayan ve asla vazgeçemeyecekleri bir nokta vardı : Evlatları…Hep en iyisi olmaya, hep en iyisini yapmaya çalıştılar yıllarca. Hafızam hatırladıkça gözyaşı pınarlarımı dolduran anılarla dolu. Bana geçmişimden kalan en büyük miras, en büyük servet yaşattıkları…

    Daha 5,5 yaşındayken tutturmuşum okula gitmek istiyorum diye. Öyle bir inatla istiyormuşum ki annemler bizim ilçedeki ilkokulda öğretmenlik yapan yengemle konuşmuşlar, anlatmışlar durumu.Ne desek dinletemiyoruz,illa ki gideceğim diye tutturdu demişler. Yengem okul müdürüyle konuşmuş, yaşım tutmuyormuş ama zor bela ikna etmiş ,bir süre kayıtsız gelsin,hevesi kaçar demiş müdüre. Ama ne mümkün? Ben sınıftakilerden daha önce okuma yazma öğrenip, kırmızı kurdelayı takınca önlüğüme kayıt yapmak zorunda kalmışlar. 

    Okula başlamaya başlayacağım ama ciddi bir sorunum var: Önlüğüm yok. İşin trajik tarafı babamların önlük alacak paraları da yok. Sen birkaç gün gündelik kıyafetlerinle git, biz sonra alırız diyorlar ama nafile. Her şey kuralına uygun olmalı, okula önlüksüz, çantasız gidilmez bir kere diyorum bağıra bağıra J Annem çaresiz para bulup buluşturuyor, gidiyoruz kumaş alıyoruz beraber. Canım annem sabaha kadar uykusuz kalıp, beni okulun ilk günü önlükle okula göndermek için dikiş dikiyor. Sabah uykusuzluktan gözleri şişmiş, yorgun, bitkin ama yüzünde sıcacık bir gülümsemeyle uyandırıyor beni. Güzel bir kahvaltı yaptırıyor,önlüğümü giydiriyor, yine kendisinin yaptığı dantelden yakalığı takıyor,saçlarımı özenle tarayıp bayramda aldığımız  kırmızı kurdelalı tokalarımla saçlarımı topluyor ,kırmızı papuçlarımı da giydirip, babamın elinden tutup okula gidişimi izliyor…

     Hiç unutamadığım, eminim ki hiç unutamayacağım anılarımın başında gelir okulumun ilk günü. Hayat cefakar annemin diktiği önlük ve canım babamın o ‘ilk’gün beslenme çantama koymam için aldığı bir kutu süt, bir paket bisküvi ve bir çikolatayla başladı benim için...

    Çıktığımız ilk yol her şeyin mükemmel olacağına dair bir inançla, bitmek tükenmek bilmeyen bir umutla başlar . Hayallerin sınırı yoktur adeta. Hemen oracıkta başkahramanımızın kendimiz olduğu bir masal yazar, mutluluklar ülkesinde yaşarız, ta ki cadılar, tanımlayamadığımız tuhaf yaratıklar karşımıza çıkıp mutluluğumuzu bozana kadar. İşler ters gitmeye başladığında bizde başka bir yol aramaya, dolayısıyla masalı değiştirmeye başlarız. Girdiğimiz ikinci yolda mükemmel olmasa da mükemmele yakın bir inanç  ve azalması muhtemel bir umutla başlarız bu kez . Yaşadığımız ilk hayal kırıklığıdır çünkü. Belki sonrasında ikinci ,belki üçüncü, belki 50.yola gireriz. Bazen tekrar tekrar hayal kırıklıkları yaşar, bazen üst üste zaferler kazanırız. Bazen tamamen dibe vurur, cehennemin dibinde bir yer bulur ,tükenmiş umutlarla orada  yaşar,bazen mutluluk sarhoşu olur bulutların üstüne çıkarız.

      Şunu unutmayalım ki hepimizin bir masalı var ve hepimiz kendi masalımızın kahramanıyız. (Her ne kadar masallarla büyütülmemiş olsam da :)) Bırakın masalın konusu değişsin,kişiler değişsin,mekanlar değişsin,acılar olsun,mutsuzluklar olsun,hüzün olsun,aşk olsun,sevgi olsun,kahkahalar,tebessümler olsun masalınızda..Hiçbir masal mutsuz sonla bitmez, yeter ki mutlu olacağınıza dair inancınız,umudunuz tam olsun...Yeni doğan her gün yaşadığınızı hissettiğiniz ilk gün kadar güzel olsun...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder