21 Temmuz 2012 Cumartesi

'Umut'

   Aşka olan inancımı tamamen yitirmişken çıkmıştın karşıma.Korkularımdan arındırmış,inancımı tazelemiş,umut tohumları serpmiştin yüreğime.Yeniden doğmuştum küllerimden.Bayramda başucuna yerleştirerek sabahladığı yeni kıyafetlerini giyinip,babasından aldığı harçlıkla dünyanın en mutlu insanı olan bir kız çocuğundan farkım yoktu aslında.Nedenini anlayamadığım limitsiz bir mutluluk,yüzümde hiç eksilmeyen aptalca bir gülümseme,aklımda hep o...
   Geleceğe dair harika vaatler,kurulan mükemmel hayaller,yapılması belki zor ama içimizdeki o büyük aşkla kesin tutarız diyerek verdiğimiz sözler,içimizdeki heyecanın yaptığı baskıya dayanamayarak yerinden fırlamasından korktuğumuz bir kalp...Ve daha niceleri...
   Meğer ne çok istiyormuşum bir başkası ile 'bir'olmayı,onun yüreğinde bir yer açıp sonsuza dek orada kalmayı,iyi ya da kötü her ne varsa hayata dair onunla paylaşıp onun dünyasına ait olmayı,sadece ikimize ait bir dünya kurmayı...
    Ben kendimi onun yüreğine bırakmışken ,sonsuz maviliklere kanat çırpan bir kuşun kendini gökyüzüne bıraktığı gibi,o çoktan yüreğini kapatmıştı ikimize.Son yazışmamızda da dediği gibi onun korkuları,bırakamadığı alışkanlıkları,alıştığı bir yanlızlığı vardı.Ha bir de ilişki yürütemiyordu.Ben bunları öğrendiğimde yüreğim onun yüreğine çoktan dokunmuş,eşruhumu bulduğuma çoktan inandırmıştım kendimi.Henüz bir ilişkiye hazır değilken,kendinden emin değilken çıkmış karşıma,boyundan büyük sözler vermiş,vaatlerde bulunmuş,benim için çabalamış,hediyeler göndermiş,jestler yapmış,beni yeniden aşka inandırmıştı.Benim ona gerçekten bağlandığımı,onunla bir gelecek düşündüğümü anlayınca da ansızın çıkıp gitmişti hayatımdan.Bob Marley'in dediği gibi 'İnsanların çoğu büyük bir aşk isterler,o aşk kendilerinde verildiğinde de bunu kaldıramaz kaçar giderler.'
     Zaten ayrılığı bir süredir koymuştu kafasına,uzaklaşmıştı benden.Şimdi bakınca daha net görebiliyorum resmi.O benden uzaklaştıkça,ben sevilmediğimi düşünüyor,çabalıyor,emek sarfediyor,karşılığını alamayınca da hırçınlaşıyordum.Hırçınlaştıkça da tartışıyorduk tabi.Son tartışmalarımızdan birinde olmuyor artık,ben seni seviyorum sende beni ama yürütemiyoruz demişti. Ve terketmişti beni...
    Sıradan ayrılıklar gibi olmadı bizimkisi.Günlerce süren tartışmalar,sorunlarımızı konuşalım,çözmeye çalışalım ya da ne bileyim bir şans daha verelim, zamana bırakalım gibi öneriler olmadı hiç.Beklemediğim bir anda,kafamda onlarca soru işareti,yüreğimde hala adını koyamadığım tarifsiz bir acıyla bıraktı gitti beni.
   Yıllar önce bir arkadaşım 'bir insana verebileceğin en büyük ceza umuttur'demişti.O an anlamamıştım onu,saçma gelmişti.İnsanı hayata bağlayan,yaşamını sürekli ve güzel kılması için zorunlu olan duygu değil miydi umut?Nasıl olur da ceza olurdu?Nasıl olur da can yakardı?Şimdi çok daha iyi anlıyorum.Umudunu kaybetmiş birine tutamayacağın sözlerle yeniden umut verirsen canını fena yakarsın.Aşk bu acıtır..Aşk yakar..Oyunu kaybettiğinde alacağın ceza,ödeyeceğin bedel çok büyük olur.Oyunu oynamak belki aylar alır,ama kaybetmenin acısına alışmak yıllar sürebilir.Siz siz olun kendinizden emin değilseniz asla ama asla yüreği gerçekten olan biriyle bu kadar tehlikeli bir oyuna girişmeyin.

2 yorum:

  1. 'İnsanların çoğu büyük bir aşk isterler,o aşk kendilerinde verildiğinde de bunu kaldıramaz kaçar giderler.'

    işin özeti bu aslında..
    umutların bol olsun

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen işin özeti aşılamayan korkular...Üstesinden gelebilmek için onlarla yüzleşmek ve gerçeği kabullenmek,ancak durumdan kurtulmak için seven bir yüreği kullanmamak lazım...

      Sil