Çocukken
masallarla uyutulmadım belki, annem geceleri saçlarımı okşayarak uyutup,
sabahları yanağıma küçük bir buse kondurarak uyandırmadı beni. Sevgisini
öperek, koklayarak göstermeyen ama çok fedakar, çok merhametli, pamuk kalpli
bir anne babaya sahiptim ben. Paraya asla tamah etmezdi babam. Dürüsttü,
erdemliydi, prensipli adamdı. Baba gibi babaydı işte. Annem yüreği çok geniş
bir kadındı. Sabrına, merhametine, çalışkanlığına hayrandım.
Hemen her gün
ufak tefek de olsa bir fikir çatışması yaşardı annem babamla. Babam mülayim
adamdı, sabretmesini bilir, alttan alır, son raddeye kadar susardı. Annem içini
döktükçe rahatlayacak sanırdım, ama öfkesi babamın suskunluğu karşısında daha
da artardı. Çoğu büyük tartışmalarında babam annemi sakinleştirerek kendisini
ifade etmeye çalışır, annem onu dinlemiyorsa bir süre bekler, olmazsa evden
birkaç saat uzaklaşırdı. Bazen birkaç gün süren suskunlukları olurdu. Bu
suskunluk onları üzmekle kalmaz, bizimde sinirlerimizi tahrip ederdi.
Hangi konuda anlaşmazlık
yaşarsalar yaşasınlar, ikisini birbirine bağlayan ve asla vazgeçemeyecekleri
bir nokta vardı : Evlatları…Hep en iyisi olmaya, hep en iyisini yapmaya
çalıştılar yıllarca. Hafızam hatırladıkça gözyaşı pınarlarımı dolduran anılarla
dolu. Bana geçmişimden kalan en büyük miras, en büyük servet yaşattıkları…
Daha 5,5
yaşındayken tutturmuşum okula gitmek istiyorum diye. Öyle bir inatla
istiyormuşum ki annemler bizim ilçedeki ilkokulda öğretmenlik yapan yengemle
konuşmuşlar, anlatmışlar durumu.Ne desek dinletemiyoruz,illa ki gideceğim diye
tutturdu demişler. Yengem okul müdürüyle konuşmuş, yaşım tutmuyormuş ama zor
bela ikna etmiş ,bir süre kayıtsız gelsin,hevesi kaçar demiş müdüre. Ama ne
mümkün? Ben sınıftakilerden daha önce okuma yazma öğrenip, kırmızı kurdelayı
takınca önlüğüme kayıt yapmak zorunda kalmışlar.
Okula başlamaya
başlayacağım ama ciddi bir sorunum var: Önlüğüm yok. İşin trajik tarafı
babamların önlük alacak paraları da yok. Sen birkaç gün gündelik kıyafetlerinle
git, biz sonra alırız diyorlar ama nafile. Her şey kuralına uygun olmalı, okula
önlüksüz, çantasız gidilmez bir kere diyorum bağıra bağıra J
Annem çaresiz para bulup buluşturuyor, gidiyoruz kumaş alıyoruz beraber. Canım
annem sabaha kadar uykusuz kalıp, beni okulun ilk günü önlükle okula göndermek
için dikiş dikiyor. Sabah uykusuzluktan gözleri şişmiş, yorgun, bitkin ama
yüzünde sıcacık bir gülümsemeyle uyandırıyor beni. Güzel bir kahvaltı
yaptırıyor,önlüğümü giydiriyor, yine kendisinin yaptığı dantelden yakalığı
takıyor,saçlarımı özenle tarayıp bayramda aldığımız kırmızı kurdelalı tokalarımla saçlarımı
topluyor ,kırmızı papuçlarımı da giydirip, babamın elinden tutup okula gidişimi
izliyor…
Hiç unutamadığım,
eminim ki hiç unutamayacağım anılarımın başında gelir okulumun ilk günü. Hayat
cefakar annemin diktiği önlük ve canım babamın o ‘ilk’gün beslenme çantama
koymam için aldığı bir kutu süt, bir paket bisküvi ve bir çikolatayla başladı
benim için...
Çıktığımız ilk yol
her şeyin mükemmel olacağına dair bir inançla, bitmek tükenmek bilmeyen bir
umutla başlar . Hayallerin sınırı yoktur adeta. Hemen oracıkta
başkahramanımızın kendimiz olduğu bir masal yazar, mutluluklar ülkesinde
yaşarız, ta ki cadılar, tanımlayamadığımız tuhaf yaratıklar karşımıza çıkıp
mutluluğumuzu bozana kadar. İşler ters gitmeye başladığında bizde başka bir yol
aramaya, dolayısıyla masalı değiştirmeye başlarız. Girdiğimiz ikinci yolda
mükemmel olmasa da mükemmele yakın bir inanç
ve azalması muhtemel bir umutla başlarız bu kez . Yaşadığımız ilk hayal
kırıklığıdır çünkü. Belki sonrasında ikinci ,belki üçüncü, belki 50.yola
gireriz. Bazen tekrar tekrar hayal kırıklıkları yaşar, bazen üst üste zaferler
kazanırız. Bazen tamamen dibe vurur, cehennemin dibinde bir yer bulur ,tükenmiş
umutlarla orada yaşar,bazen mutluluk
sarhoşu olur bulutların üstüne çıkarız.
Şunu unutmayalım
ki hepimizin bir masalı var ve hepimiz kendi masalımızın kahramanıyız. (Her ne kadar masallarla büyütülmemiş olsam da :)) Bırakın
masalın konusu değişsin,kişiler değişsin,mekanlar değişsin,acılar
olsun,mutsuzluklar olsun,hüzün olsun,aşk olsun,sevgi
olsun,kahkahalar,tebessümler olsun masalınızda..Hiçbir masal mutsuz sonla
bitmez, yeter ki mutlu olacağınıza dair inancınız,umudunuz tam olsun...Yeni doğan her gün yaşadığınızı hissettiğiniz ilk gün kadar güzel olsun...